Sağlık ve Medikal Hukuku
Sağlık hukuku tanımının temelinde hasta-hekim ilişkileri ve bu ilişkilerin tarihsel gelişimi yatar…
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 3. maddesinde “Yaşamak, herkesin hakkıdır.” hükmü yer almaktadır.
Bununla birlikte aynı bildirgenin 25. maddesinde sağlık hakkı, temel bir insan hakkı olarak kabul edilmiş ve işlenmiştir. Sağlık hukuku bu bağlamda hasta ve hekim haklarını koruyan ve bireyin temel hakları ile paralel bir biçimde bu ilişkinin yönetilmesine kılavuzluk eden bir hukuk dalı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sağlık hukuku çerçevesinde sağlık hukuku davaları, oldukça geniş konu ve alt başlık kapsamında değerlendirilmekte ve görülmektedir. Sağlık hukuku davalarının başlıca konu başlıkları arasında doktorun hukuki sorumluluğu, doktorun hastaya karşı sözleşme içi veya sözleşme dışı sorumlulukları ve doktor ile hasta arasındaki hukuki ilişkiden doğan sorumluluk konuları gelmektedir. Bununla birlikte sağlık hukuku davaları arasında hatalı tıbbi tedavi ve akabinde doğan sonuçlar da ele alınmaktadır.
Ülkemizde sağlık hukukundan kaynaklı davalar alanına girdiği müddetçe, idare mahkemeleri, tüketici mahkemeleri ve genel yetkili asliye hukuk mahkemelerinde görülmektedir.
Sağlık hukuku kapsamında işlem gören başlıklar…
- Her Turlu Tibbi Mudahele Ve Tedavi Sebebi İle Meydana Gelebilecek Zararların Tazmini İçin
- Açılacak Hukuk Ve Ceza Davalarının Takibi
- Zayıfları Koruma İlkesi
- Tıbbi Müdahalenin Kapsamında Tazminat Hesaplarının Yapılması
- Uzman Görüşünün Alınması
Tıp hukuku, tıbbi müdahalelerden doğan ilişkilere yönelen bir hukuk alanı olmakla birlikte borçlar hukuku, ceza hukuku, idare hukuku gibi hukuk dalları tazminat hukuku gibi uygulama alanları ile sıkı ilişki içerisinde disiplinlerarası bir hukuk dalıdır.